DSÖ: “Bulaşıcı olmayan hastalıklar göz ardı ediliyor”



DSÖ'ye göre bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin yüzde 60'ı tütün kullanımı gibi risk faktörlerine bağlanabilir. / © Adobe Stock/methaphum
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre kanser, diyabet ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar her yıl milyonlarca vaka ile önde gelen ölüm ve sakatlık nedenleri olmaya devam ediyor.
"Bulaşıcı olmayan hastalıklar sadece önlenebilir veya tedavi edilebilir değil, aynı zamanda büyük ölçüde göz ardı ediliyorlar," diye eleştiriyor DSÖ Bölge Direktörü Hans Kluge. Eğer bu tür hastalıklar bir virüs olsaydı, dünya çoktan karantinaya alınmış olurdu. Daha iyi önleme veya tedavi sadece yaklaşık iki milyon ölümü önlemekle kalmaz, aynı zamanda milyarlarca dolar tasarruf sağlayabilir, diye vurguluyor. Kuruluşu, yıllık 514 milyar dolardan (yaklaşık 440 milyar avro) fazla üretkenlik kaybından bahsediyor. Yine de önlemeye yeterli yatırım yapılmıyor.
Kopenhag merkezli WHO Avrupa Bölge Ofisi'nin yeni bir raporda yazdığı gibi, bu tür hastalıklar her yıl Avrupa'da tahmini 1,8 milyon önlenebilir ölüme neden oluyor. Bu ölümler, etkili sağlık müdahaleleri veya erken teşhis ve yüksek kaliteli tedavi yoluyla büyük ölçüde önlenebilir veya en azından geciktirilebilir.
Rapora göre, bölgedeki her beş erkekten biri ve her on kadından biri, kardiyovasküler ve kronik solunum yolu hastalıkları da dahil olmak üzere bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle 70 yaşından önce ölüyor. Ölümlerin yüzde altmışı tütün ve alkol tüketimi, yüksek tansiyon, sağlıksız beslenme, obezite veya egzersiz eksikliği gibi risk faktörlerine bağlanabilir. WHO Avrupa, tüm bunların daha iyi sağlık politikalarına sahip bir toplum olarak ele alınabileceği konusunda uyarıyor.
DSÖ, 27 AB üyesi ve Rusya, Ukrayna, Türkiye ve Orta Asya gibi daha doğudaki ülkeler de dahil olmak üzere Avrupa bölgesinde 53 ülke sayıyor. Raporda, ülkeler arasındaki farkların 2010'dan bu yana daralmış olmasına rağmen önemli olmaya devam ettiği belirtiliyor. Rapor, bu hastalıklardan kaynaklanan ölüm oranının Almanya, Avusturya ve İsviçre gibi daha zengin ülkelerde ortalamanın altında olduğunu, bazı doğu bölgelerinde ise çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.

pharmazeutische-zeitung